İstanbul'da eğitim sistemi, tarihin en büyük krizlerinden biriyle yüzleşiyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 2025-2026 eğitim öğretim yılı için açıkladığı resmi verilere göre, megakentteki öğretmen ihtiyacı 25.532'ye ulaşarak endişe verici bir boyuta tırmandı.
Branşlara göre dağılım incelendiğinde, en acil ihtiyacın 6.219 kadro ile Özel Eğitim Öğretmenliği'nde olduğu görülüyor. Bu alanı, 5.532 ile Sınıf Öğretmenliği ve 1.386 ile Okul Öncesi Öğretmenliği izliyor. Diğer branşlardaki toplam açık ise 12.395 olarak kaydedildi.
Mevcut kadro açığının büyük ölçüde ücretli öğretmenlerle kapatılmaya çalışılması, eğitim kalitesine dair soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Görevlendirilen ücretli öğretmenlerin yalnızca 6.048'i eğitim fakültesi diplomasına sahipken, 13.050'si farklı lisans programlarından, 2.849'u ise ön lisans programlarından mezun.
Öğretmenler İstanbul'dan Neden Kaçıyor?
Peki, Türkiye'nin en büyük metropolü öğretmenler için neden bir kaçış noktasına dönüştü? Öğretmen açığının bu denli büyümesinin ardında yatan temel sebepler, ekonomik zorluklar ve yaşam kalitesindeki düşüş olarak öne çıkıyor.
İstanbul'da görev yapan bir öğretmenin, çalıştığı okula yakın bir evde yaşayabilmesi için aylık ortalama 35.000 TL ile 45.000 TL arasında bir kirayı gözden çıkarması gerekiyor. Bu rakamlar, öğretmen maaşlarıyla geçinmeyi neredeyse imkansız hale getiriyor. Hayat pahalılığı, ulaşım çilesi ve kalabalık, öğretmenlerin kentten ayrılma kararı almasındaki diğer önemli etkenler arasında sıralanıyor.
Ulaşım sorunu da durumu daha da zorlaştırıyor. Kentte 20 kilometrelik bir mesafeyi toplu taşıma ile gitmek, günlük ortalama 4 saatin yolda geçmesi anlamına geliyor. Nitekim geçtiğimiz atama döneminde, çok sayıda öğretmenin İstanbul'dan ayrılmak için tayin talebinde bulunması, yaşanan bu 'büyük kaçışın' en net göstergesi oldu.