Merkez Bankası'nın (TCMB) peş peşe gelen faiz indirim kararları, bankacılık sektöründeki rekabeti yeniden alevlendirdi. Özellikle vatandaşların en sık başvurduğu finansman yöntemi olan ihtiyaç kredilerinde faiz oranları, psikolojik eşik olarak kabul edilen yüzde 3 seviyesinin altına indi.
Ancak bu düşüş, kredi piyasasında alışılmışın dışında yeni bir eğilimi de beraberinde getirdi. Artık kredi vadesi uzadıkça faiz oranı düşüyor. Bu durum, kredi çekmeyi planlayan vatandaşlar için önemli bir strateji değişikliği anlamına geliyor.
Piyasadaki bu yeni durumu somut bir örnekle açıklamak gerekirse; 100.000 TL'lik bir kredi için 12 ay vadede faiz oranı %3,61 seviyelerindeyken, aynı tutar için vade 36 aya çıkarıldığında faiz oranı %2,89'a kadar geriliyor. Bu da uzun vadeli borçlanmanın artık daha avantajlı hale geldiğini gösteriyor.
Bankalar arasındaki müşteri kapma yarışı, özellikle yeni müşterilere yönelik kampanyalarda kendini gösteriyor. Bazı bankalar, nakit avans ve ihtiyaç kredisi ürünlerini birleştirerek yeni müşterilerine toplamda 90.000 TL'ye varan sıfır faizli finansman imkanı sunuyor. Bu teklifler, acil nakit ihtiyacı olanlar için kaçırılmayacak bir fırsat olarak öne çıkıyor.
Konuyu değerlendiren Ekonomist Hikmet Baydar, faiz oranlarındaki bu tersine ilişkiyi enflasyon beklentilerine bağladı. Baydar, "Enflasyonun düşüşe geçmesiyle birlikte Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine devam edeceği beklentisi, bankaları uzun vadeli kredilerde daha cesur olmaya itiyor," dedi.
Baydar'ın yaptığı hesaba göre, 100.000 TL'lik bir kredinin 36 ay vade ve %2,79 faiz oranıyla aylık taksiti yaklaşık 5.000 TL oluyor ve toplam geri ödeme 180 bin TL'nin biraz üzerine çıkıyor. Uzman isim, "Faiz oranları %2,79'un altına gerilediğinde, toplam maliyet de 180 bin liranın altına inecektir. Bana göre faizlerde düşüş için hâlâ yer var," diyerek gelecekte kredi maliyetlerinin daha da azalabileceği sinyalini verdi.