Milyonlarca vatandaşa emeklilik yolunu açan Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesinin üzerinden yaklaşık iki buçuk yıl geçti. Ancak hala emeklilik hakkını kullanmamış veya prim eksiği bulunan vatandaşlar için kritik bir dönem başlıyor. Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, özellikle emeklilik için borçlanma yapmayı planlayan EYT'lilere yönelik hayati bir uyarıda bulundu.
Erdursun, 2026 yılına kadar başvurusunu tamamlamayanların hem borçlanma maliyetlerinde fahiş artışlarla karşılaşacağını hem de bağlanacak emekli maaşlarında ciddi düşüşler yaşayabileceğini belirtti. Bu durum, on binlerce liralık bir kayıp anlamına gelebilir.
Resmi verilere göre, EYT kapsamında olan yaklaşık 4.5 milyon kişiden bugüne kadar 2 milyon 725 bini emekli oldu. Geriye kalan ve hala emeklilik hakkını kullanmayan 1 milyon 775 bin kişilik büyük bir kitle bulunuyor. Uzmanlar, bu durumun başlıca nedenlerini eksik prim günü, dondurulmuş BAĞ-KUR süreleri ve hizmet birleştirme gibi sorunlar olarak gösteriyor.
Prim gününü borçlanarak tamamlamayı düşünenler için 2026 yılı bir milat niteliği taşıyor. Özgür Erdursun'un analizine göre, borçlanma oranları ve asgari ücrette beklenen artışlar maliyetleri katlayacak. Askerlik ve doğum borçlanması gibi oranların %32'den %45'e, BAĞ-KUR ihya oranının ise %34.5’ten %45’e yükselmesi bekleniyor. Bu artışlar, aynı süreyi borçlanmak için ödenecek tutarı %80'e yakın oranda artıracak.
Ayrıca, 2026 Ocak ayında asgari ücrete yapılması öngörülen zam da borçlanma maliyetini doğrudan etkileyecek. Erdursun, bu yüksek maliyetlerden kaçınmak için borçlanma planı yapanların başvurularını 2026'ya bırakmadan, yani önümüzdeki 2 ay içinde tamamlaması gerektiğinin altını çizdi.
Kararı ertelemenin tek riski maliyet değil. Emekli maaşı hesaplamasında kullanılan enflasyon ve büyüme oranı gibi katsayılar her yıl değişiyor. Bu nedenle, 2026'da başvuran bir kişinin, 2025'te başvuran ve aynı prim gününe sahip birine göre daha düşük maaş alma riski bulunuyor. Kıdem tazminatı tavanının artacak olması bir avantaj gibi görünse de, uzmanlar borçlanma maliyeti ve maaş kaybı risklerinin bu avantajı ortadan kaldırabileceği konusunda uyarıyor.
Vatandaşların bu süreçte kendi durumlarını dikkatle analiz ederek, borçlanma maliyeti, maaş miktarı ve kıdem tazminatı gibi faktörleri bir bütün olarak değerlendirip en avantajlı yılda karar vermesi büyük önem taşıyor.