Kamu personelinin merakla beklediği bir dava, Danıştay'ın verdiği emsal niteliğindeki kararla sonuçlandı. Yüksek Mahkeme, "psikolojim bozuk" diyerek rapor almadan 10 gün boyunca görevine gitmeyen öğretmenin, bu mazereti araştırılmadan görevden çekilmiş sayılamayacağına karar verdi. Bu karar, benzer durumdaki tüm devlet memurları için önemli bir güvence oluşturuyor.
OLAY NASIL GELİŞTİ?
Bir ortaokulda görev yapan öğretmen, aldığı iş göremezlik raporunun bitiminden sonraki 10 gün boyunca görevine devam etmedi. Okul idaresi tarafından tutulan tutanaklarla devamsızlığı tespit edilen öğretmen, gerekçe olarak psikolojik rahatsızlıklarını öne sürdü. Milli Eğitim Bakanlığı ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 94. maddesine dayanarak, öğretmenin mazeretsiz ve aralıksız 10 gün göreve gelmediği için görevinden çekilmiş (müstafi) sayılmasına karar verdi.
YARGI SÜRECİ: İLK MAHKEME REDDETTİ, ÜST MAHKEME BOZDU
Öğretmenin konuyu yargıya taşımasıyla başlayan süreçte, ilk derece mahkemesi idarenin işlemini hukuka uygun bularak davayı reddetti. Ancak öğretmen, kararı istinafa taşıdı. Bölge İdare Mahkemesi ise dosyayı farklı bir açıdan değerlendirdi. Mahkeme, davacının göreve başlamama sebebi olarak gösterdiği psikolojik rahatsızlık iddiasının idare tarafından tüm yönleriyle araştırılması gerektiğine dikkat çekti. Kararda, gerekirse bilirkişi veya hastaneye sevk gibi yöntemlerle durumun netleştirilmesi ve mazeretin geçerli olup olmadığının ortaya konulması gerektiği belirtildi.
DANIŞTAY SON NOKTAYI KOYDU: "MAZERET ARAŞTIRILMALI"
İdarenin temyiz başvurusu üzerine dosya Danıştay 12. Dairesi'ne geldi. Danıştay, Bölge İdare Mahkemesi'nin kararını onadı. Yüksek Mahkeme, bir memurun psikolojik sorunlarını mazeret olarak öne sürmesi durumunda, idarenin sadece devamsızlık tutanaklarına dayanarak işlem tesis edemeyeceğini vurguladı. Karara göre, idarenin bu iddiayı ciddiye alıp gerekli incelemeyi yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu inceleme yapılmadan memurun görevden çekilmiş sayılması işlemi hukuka aykırı bulundu.
Danıştay, kararda sadece küçük bir düzeltme yaparak, öğretmenin yoksun kaldığı parasal hakların, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmetti. Bu karar, devlet memurlarının ruh sağlığına ilişkin mazeretlerinin keyfi bir şekilde göz ardı edilemeyeceğini tescilleyen önemli bir içtihat olarak kayıtlara geçti.