Tarım sektöründe rekor seviyelere ulaşan makine ve ekipman fiyatları, çiftçileri yenilikçi çözümler bulmaya yöneltti. Özellikle 2 milyon lirayı aşan bir biçerdöverin maliyetini tek başına üstlenmek neredeyse imkansız hale gelirken, üreticiler "satın alma" devrini kapatıp "ortak kullanma" dönemini başlattı. Bu modern imece usulü, tarım kooperatifleri aracılığıyla hızla yayılıyor.
Sistemin işleyişi oldukça basit: Çiftçiler bir araya gelerek ihtiyaç duydukları pahalı bir makineyi birlikte satın alıyor ve hasat döneminde sırayla kullanıyor. Bu sayede, milyonluk borçların ve faiz yükünün altına girmek yerine, yalnızca kullandıkları pay kadar bir maliyete katlanıyorlar. Bu model, aynı zamanda pahalı makinelerin yıl boyunca atıl kalmasını önleyerek maksimum verimlilik sağlıyor.
Bu akıllı çözümün en başarılı örneklerinden biri Konya'nın Çumra ilçesinde yaşanıyor. Bölgedeki 14 üretici, güçlerini birleştirerek aldıkları tek bir biçerdöveri dönüşümlü kullanarak tarlalarını sürüyor. Üreticilerden Mehmet K., durumu, "Paylaşınca hem paradan hem de enerjiden büyük tasarruf ediyoruz. İnanın, işin bereketi bile artıyor," sözleriyle ifade ediyor.
Ortak kullanım modeli, ekonomik faydalarının yanı sıra köylerdeki sosyal dayanışma ruhunu da yeniden canlandırıyor. Üretim takvimleri, makinenin en verimli şekilde kullanılması için birlikte planlanıyor, bu da zaman yönetimini güçlendiriyor. Makinede bir arıza yaşandığında ise sorun tek bir kişinin omuzlarına binmiyor. Çiftçi Ayşe Oran'ın da belirttiği gibi: "Makine bozulursa tek başına uğraşmıyorsun. Sorun neyse hep birlikte çözülüyor."
Tarımda çığır açan bu paylaşım ekonomisinin bir sonraki adımı ise dijitalleşme. Belediyeler ve özel sektör girişimcileri, çiftçilerin cep telefonlarındaki bir uygulama üzerinden kolayca makine kiralayabileceği veya ortak kullanım takvimini yönetebileceği platformlar üzerinde çalışıyor. Bu sayede sistemin çok daha geniş kitlelere ulaşması hedefleniyor.