Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) son dönemde açıkladığı 10 bin, 15 bin ve 20 bin gibi sınırlı öğretmen atama kontenjanları, eğitim sistemindeki mevcut öğretmen açığını kapatmakta yetersiz kalacağı endişelerini artırıyor. Bu durum, bakanlığın boş kalan kadroları doldurmak için ücretli öğretmenlik uygulamasına daha fazla yöneleceği ve dolayısıyla ücretli öğretmen sayısında belirgin bir artış yaşanacağı beklentisini gündeme getirdi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye'nin eğitimdeki başarısına dikkat çekti. Bakan Tekin, geçmiş yıllarda yapılan 30 bin, 40 bin ve 50 bin gibi yüksek sayılı atamalar sayesinde öğretmen açığının büyük ölçüde kapatıldığını belirtti. Cumhurbaşkanlığı'nın eğitime verdiği öncelik sayesinde bu başarının yakalandığını vurgulayan Tekin, 2002 yılında 100 öğretmen ihtiyacı olan birimlerde 50 öğretmenle hizmet verilirken, bugün bu oranın tamamen değiştiğini ifade etti.
Bakan Tekin, yapılan yoğun atamalar neticesinde Türkiye'nin öğretmen başına düşen öğrenci sayısında uluslararası standartları yakaladığını ve pek çok ülkeye örnek bir konuma geldiğini söyledi. Bu başarının bir sonucu olarak, artık 40 bin ve 50 bin gibi kitlesel öğretmen atamalarına ihtiyaç kalmadığını dile getirdi.
Ancak, atama bekleyen binlerce öğretmen adayı için bu durum farklı bir anlam taşıyor. Atama sayılarının düşük kalması ve sürecin uzaması, mevcut öğretmen ihtiyacının kalıcı çözümler yerine geçici bir model olan ücretli öğretmenlik ile karşılanacağı yorumlarına neden oluyor. Önümüzdeki dönemde MEB'in bu politikayı sürdürmesi halinde, okullarda görev yapan ücretli öğretmen sayısının rekor seviyelere ulaşması öngörülüyor.