İstanbul Emniyet Müdürlüğü, zamanaşımına yalnızca 5 ay kala rafa kaldırılmış bir dosyayı yeniden açarak Türkiye'nin konuştuğu bir sırrı aydınlattı. 2006 yılında hakkında kayıp başvurusu yapılan matematik öğretmeni Hikmet Akçay'ın aslında vahşi bir cinayete kurban gittiği tespit edildi. Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı özel bir ekip, 19 yıllık esrar perdesini aralayarak, aralarında bir kadının da bulunduğu dört şüpheliyi 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde yakaladı.
Özel ekibin titiz çalışması, soruşturmanın merkezine Hikmet Akçay'ın eski öğrencisi Esin B.'yi yerleştirdi. Polis, Akçay ile Esin B. arasında ortaokul yıllarında başlayan ve üniversite döneminde de devam eden sıkı bir ilişki olduğunu, hatta öğretmenin eski öğrencisine maddi destek sağladığını belirledi. Araştırmalar, Akçay'ın telefonunun son sinyal verdiği 27 Nisan 2006 tarihine yoğunlaştı. HTS kayıtları incelendiğinde, Esin B.'nin o gün üniversite arkadaşı Zemçi S., lisedeki kimya öğretmeni ve aynı zamanda sevgilisi olan Erdoğan Y. ve kuzeni Hakan D. ile şüpheli bir telefon trafiği yürüttüğü ortaya çıktı. Bu kayıtlar, cinayet ağının haritasını çizdi.
Delillerin toplanmasının ardından İstanbul ve Gaziantep'te eş zamanlı operasyonlar için düğmeye basıldı. Özel Harekât polislerinin de katıldığı baskınlarda dört şüpheli de kıskıvrak yakalandı. Gözaltına alınan şüpheliler, Gayrettepe'deki sorgularında önce suçlamaları reddetti ancak çapraz sorguda çözülerek kan donduran cinayeti bir bir itiraf ettiler.
İtiraflara göre, Esin B.'nin lisedeki kimya öğretmeni Erdoğan Y. ile yaşadığı yasak aşk, trajedinin fitilini ateşledi. Ortaokuldan beri Esin B. ile yakın olan matematik öğretmeni Hikmet Akçay, bu ilişkiyi öğrendiğinde büyük tepki gösterdi. Akçay, hem Esin B.'yi hem de evli olan öğretmen Erdoğan Y.'yi ailelerine her şeyi anlatmakla tehdit etti. Esin B. ifadesinde, olay günü Kocaeli'de buluştukları Akçay ile tartıştıklarını ve bir anlık cinnetle onu bıçakladığını iddia etti.
Cinayetin ardından Esin B.'nin yardımına önce üniversite arkadaşı Zemçi S. koştu. İkili, cesedi banyoya taşıdıktan sonra kanıtları yok etmek için Akçay'ın İstanbul'daki evine gitti. Daha sonra Esin B.'nin sevgilisi Erdoğan Y. de olaya dahil oldu. Üç şüpheli, bir bavul satın alarak Akçay'ın cansız bedenini içine yerleştirdi. Cesedi otomobille İstanbul Silivri'ye taşıyan zanlılar, Beyciler köyü yakınlarındaki ormanlık alanda bavuldan çıkarıp üzerine benzin dökerek ateşe verdi.
Polis, arşiv kayıtlarını incelediğinde cinayetten kısa bir süre sonra Silivri'de kimliği belirsiz, yanmış bir erkek cesedi bulunduğunu ve kimsesizler mezarlığına defnedildiğini tespit etti. Yıllar sonra mezardan alınan örneklerle yapılan DNA testi, cesedin kayıp öğretmen Hikmet Akçay'a ait olduğunu kesinleştirdi. Soruşturmanın en kilit delillerinden biri ise Akçay'ın evinde bulunan eski bir ses kaydı oldu. 2006'nın teknolojisiyle anlaşılamayan kayıtlar, günümüz teknolojisiyle temizlendiğinde Akçay'ın Esin B.'yi yasak aşkı nedeniyle tehdit ettiği ve "Seni bavula koyarım" dediği duyuldu. Bu tehdidin, cinayetin işlenme biçimiyle korkunç bir şekilde örtüşmesi dikkat çekti.
Zamanaşımına 5 ay gibi kısa bir süre kala aydınlatılan cinayet dosyası, adaletin tecellisini sağladı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Esin B., Erdoğan Y., Zemçi S. ve Hakan D., çıkarıldıkları mahkemece "kasten öldürme" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.