Prof. Dr. Ümit Özdağ, sosyal medya hesabından işsizlik sorunu, suriyeliler ve üniversite mezunu genç işsizlik sorununa ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Yeni bir proje başlattıklarını sosyal medya hesabından duyuran Prof. Dr. Ümit Özdağ, bundan böyle vatandaşlarla sosyal medya hesabı üzerinden iletişime geçeceğini, soru-cevap yapacağını, her hafta Türkiye'nin sorunlarıyla ilgili sohbet edeceklerini duyurdu. Konuşmasının başında yeni projesine ilişkin bilgi verirken , medyada bir korku ortamının hakim olduğunu, bu yüzden böyle bir projeyi hayata geçirdiklerini belirten İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Özdağ, bu haftaki konuşmasında Türkiye'deki işsizlik meselesi ve işsizlikle bağlantılı konuları ele aldı.

"TÜRKİYE'DE İŞSİZLİK ZİRVE YAPTI, BATILI ÜLKELERDE İŞSİZLİK YÜZDE 4 SEVİYESİNDE"

Konuşmasına Türkiye'deki kayıtlı işsiz ve genç işsiz sayısını vurgulayarak başlayan Prof. Özdağ, "Türkiye Cumhuriyeti'nin en ağır işsizliği ile karşı karşıyayız. 6 milyon kişi şu anda Türkiye'de işsiz durumda. İnsanlar büyük bir mutsuzluk içeriisnde kıvranırken, gençlerde bu işsizlik daha da yüksek durumda. Yüzde 26.7 genç işsizlik var. Bu bir zirve. Hani iktidarın çok sevdiği laf var, 'Bizi kıskanan batılı ülkeler' , bakıyoruz ki batılı ülkelere buralardaki işsizlik yüzde 4 seviyelerinde. " ifadelerini kullandı.

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Özdağ konuşmasına şu şekilde devam etti: 

İşsizliğin bir çok nedeni var ; bunun başında AKP hükümetinin sürdürdüğü ekonomi politikaları... Ranta dayalı ekonomik politikaların , dış borca dayalı politikaların çökmüş olması. İlk neden bu...

Başka yanlış adımlar da atıyorlar. Bunlardan biri de şüphesiz, Türk ekonomisinin üzerinde 40 milyar dolarlık yük oluşturan suriyeliler meselesi. 40 milyar doları hiç harcamasaydık, 40 milyar dolar az borcumuz olacaktı. Yüzde 7.5 - 8'de  faizle dış borç alıyoruz, bunu suriyelilere yardım için harcamasaydık, yılda 2.8 milyar dolar daha az faiz borcu ödeyecektik.

Bu 40 milyar doları yine suriyelilere harcamayıp, fabrikalar kursaydık o zaman çok daha fazla sayıda insanı istihdam edebilecek, üretim yapılacaktı. Buradan gelen gelirle borçları ödeyecek kaynaklar oluşturacaktık. Suriyeliler bir insanlık trajedisinin sonunda kaçıp geldiler Türkiye'ye...

"1 MİLYON SURİYELİ'NİN İSTİHDAM EDİLMESİ, 1 MİLYON TÜRK'ÜN İŞSİZLİKLE BAŞBAŞA KALMASI DEMEK"

Artık onların geri dönmesi için , gerekli tedbirleri almamız gerekiyor. Türk ekonomisi zor günler yaşarken, bir de bakıyoruz ki hükümetin baskısıyla "Suriyeli istihdam politikası" özellikle geliştiriliyor. Hükümetten korkan iş dünyası da buna destek veriyor. 1 milyona yakın suriyeli ekonominin değişik noktalarında istihdam edilmiş durumda. Bu 1 milyon Türk'ün işini kaybetmesi anlamına geliyor. 

"18-24 YAŞ ARALIĞINDA 2 BİNE YAKIN SURİYELİ TÜRKİYE'DE İŞ YERİ AÇTI"

Son 1 yılda 18-24 yaş aralığında 2 bine yakın suriyeli Türkiye'de iş yeri açmış. 18-24 yaş arası kaç Türk iş yeri açmış bakalım... Özetle genç işsizlik ve işsizliğin nedenlerinden birisi de Suriyeli sığınmacılar...

Genç işsizlik göründüğü kadar da değil. Üniversiteler işsizliği gizleme noktalarından biri haline geldi. İktidar aslında bu üniversitelerden hayatını inşa edecek eğitimi alan gençleri çıkarmak yerine temel hedefinin işsizliği bir süre daha ertelemek olduğunu ne yazık ki görüyoruz. 

"ÜNİVERSİTELER İŞSİZLİĞİ GİZLEME KURULUŞLARINA DÖNÜŞÜYOR"

İİBF , her yıl inanılmaz büyük sayılarda mezun veriyor. İİBF'lerden mezun olan gençlerimiz eğitimlerini aldıkları branşlarda iş bulabiliyorlar mı? hayır. Amaç, gençlerin ihtiyaçlarına yönelik eğitim politikası değil. Amaç işsizliği gizleyecek bir şekilde bir 'EĞİTİM' çalışması yapmak. Bunun için de üniversiteler gençlerimizi geleceğe hazırlayacak kurumlar olmaktan çıkıp, gençlerimizin işsizliğini bir süre gizleyecek kuruluşlar haline dönüşüyor. Gençler açısından sadece mesele genç işsizlik değil. 

"TÜRKİYE'YE SURİYELİ, AFGAN, IRAKLI GELİRKEN, EĞİTİMLİ, GELECEĞİ PARLAK TÜRK GENÇLERİ BATIYA GİDİYOR"

Gençler açısından başka sorunlar da var. İşi olan gençler de Türkiye'yi terk ediyor. Çok büyük bir dış göç yaşıyoruz. Bir taraftan Türkiye'ye gelen Afgan, Suriyeli, Iraklı göçü var. Türkiye'ye doğu ve orta doğudan göç varken, Türkiye'de ise kendini geliştirmiş, kariyer sahibi, geleceği parlak gençlerimizin Türkiye'de hak ettikleri noktaya gelemeyecekleri inancıyla ülkemizi terk ettikleri bir ortam oluştu.

KAMUBULTENİ.COM - ANKARA