Büro-İş Sendikası'ndan Adli Yıl Mesajı: Adalet Personeli'nin Sorunlarına Çözüm Üretilmeli

Büro-İş Sendikası Genel Merkezi'nden açılışı gerçekleşen adli yıl münasebetiyle mesaj yayımlandı.

Büro-İş Sendikası'ndan Adli Yıl Mesajı: Adalet Personeli'nin Sorunlarına Çözüm Üretilmeli

Yayımlanan mesajda, adalet personelinin yaşadığı sorunlar ve önümüzdeki sürece ilişkin beklentiler yer alırken, 3600 ek gösterge gibi seçim vaatleri arasında yer alan meselelerin çözüme kavuşturulması talep edildi. Büro-İş Sendikası'nın basın açıklaması aşağıdaki gibi oldu:

Adli Yıl Açılışını, halkın ve çalışanın sarayı olan Adliye Sarayları dahil Türkiye’de yapacak binlerce mekân bulunmasına rağmen 2020-2021 yılında da yürütmenin merkezi olan  Cumhurbaşkanlığı Sarayı’n da yapılacak olmasını; hukukun üstünlüğüne, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına inanan Büro-İş Sendikası olarak bizler; Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesiyle beraber  partili Cumhurbaşkanı sıfatını kazanarak tarafsızlığını kaybeden, devletin değil partinin siyasetini temsil eder hale gelen Cumhurbaşkanlığı makamına bağlı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’n da yapılmasını doğru bulmuyoruz. 
Adli Yıl Açılışı, tarafsız bir mekânda yapılmalı. Bu açılışa sadece baro temsilcileri, yüksek yargı temsilcileri, hâkim ve savcılar ile siyaset erkanı davet edilmemeli.  Açılışa, yargı sisteminin esas yükünü çeken ve çoğunluğunu oluşturan yargı çalışanlarını temsil eden sendika ve dernek gibi kuruluşların davet edilerek söz hakkı verilmesi gerektiğine inanmaktayız. Bu şekliyle yargı sistemini hâkim, savcı ve avukattan ibaret gören anlayış ile düzenlenen Adli Yıl Açılışı seremoniden başka bir şey değildir.
Kovid-19 pandemisi bahanesiyle   bağımsızlığımıza giden yolda Emperyalist güçlere karşı verilen mücadelenin 98. Yılında 30 Ağustos Zafer Bayramımızın kutlamalarına engel olanların aynı pandemi döneminde Hâkim ve savcıların törene katılmasını zorunlu tutması, yargının tarafsız değil yürütmeye bağımlı hale geldiğinin göstergesidir. Bu durum Anayasa’nın hukuk devleti ilkesini zedelemekte  ve  bireyler olarak temel hak ve özgürlüklerimiz açısından derin kaygı duymaktayız. Hâkimin bağımsızlığının sağlanması gereken en önemli erk kuşkusuz yürütme organı olup yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının siyasetin gölgesinden kurtarılması gerekir. 
Geçen Adli Yıl Açılışından bugüne kadar ki süreçte yasalaşan Yargı Reformu Paketlerinde çalışanlar için hiçbir olumlu düzenleme bulunmazken çoklu, alternatif baro uygulamasına geçilmesi; yargının pusulasını kaybettiği anlamına gelmektedir.
Bugün; işsizliğin arttığı, fabrikaların kapandığı, kendi doğal kaynaklarımızın yabancılara peşkeş çekildiği, ormanlarımızın yok edildiği, doğanın katledildiği, hukukun ve temel insan haklarının ihlal edildiği, Pandeminin etkisiyle de bu sorunların pik yaptığı bir  süreçten geçmekteyiz. 
Yargı çalışanları kaç yıl daha ekonomik çöküntü ve kronikleşmiş sorunlar içerisinde Adli Yıl Açılışlarına ve personelin intihar olaylarına şahit olacaktır.
Adalet hizmetine ilişkin sorunlar kapalı kapılar arasında, halktan ve çalışandan uzak saraylarda seromoni düzenleyerek çözülemez. Çalışanların talepleri başka bahara kalmasın.
Bu kapsamda, yargı çalışanlarının çözüm bekleyen birçok sorununun, halen çözümlenmediği gibi bugün maalesef adli sistemimizde yargıyı hâkim ve savcılardan ibaret gören kısır bir anlayış bulunmaktadır.  Oysa  hakim, savcı, zabıt kâtibi, mübaşir, yazı işleri müdürü, sosyal hizmet uzmanları, teknisyenler, 4/A-4/B sözleşmeliler, taşeron işçiler olarak hep birlikte adalet hizmeti üretmekteyiz.
Bizler yargı çalışanları olarak;
-Aslolan her çalışanın insan onuruna yaraşır bir yaşama yetecek ücret elde etmesi gerektiği bilinciyle 3600 göstergenin ayrımsız tüm kamu emekçilerine verilmesini,
-Yargı çalışanlarına Hâkim ve Savcılarda olduğu gibi brüt maaşlarının %10’u tutarında yargı ödeneği verilmesi,
-Temel insani ihtiyaç olan ve Yüksek yargı mensuplarına sağlanan Milletvekili Sağlık Güvencesinden bütün çalışanların faydalandırılması,
-Ulaşım ödeneğinin, tüm adliye çalışanlarına ödenmesini,
-Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan personelin, Genel İdari Hizmetler Sınıfına alınmasını,
-Sözleşmeli statüde bulunan 4/B lilerin 4/A kadrosuna geçirilmesini,
-Yargı çalışanlarının tamamına fazla mesai ücretinin ödenmesini,
-Yargı çalışanlarının kaldırılan “Havuz Paralarının” kaynakları itibariyle zenginleştirilerek geri verilmesini,
-Adalet Hizmetleri tazminatının tabana yayılmasını;
-Yargı çalışanlarına fiili hizmet zammının getirilmesini,
-Adli Yıl açılış ayında tüm yargı çalışanlarına 1 maaş tutarında ikramiye verilmesini,
-Nöbet görevi verilen Yargı Çalışanlarının, nöbet ücreti ve izinlerinde komisyonlar arasındaki uygulama farklılıkları giderilmesini,
-Yemek, Lojman ve kreş sorunları biran önce çözüme kavuşturulmasını,
-Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüklerinde çalışan personelin sorunlarının çözülmesini,
-Sosyal tesislerden ve lojmanlardan tüm çalışanların hâkim ve savcılarda olduğu gibi eşit şekilde faydalandırılmasını,
-Yargı çalışanlarının gerek adliye içinde gerekse adliye dışında can güvenliği sağlanmasını.
-Personel alımına hız verilerek; iş yüküne uygun olarak çalışan sayısının arttırılmasını,
-Disiplin hükümleri yönünden yargı çalışanlarının 2802 sayılı yasadan çıkarılarak 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun kapsamına alınmasını,
-Görevde yükselme sınavlarında mülakat uygulamasına son verilerek çalışma koşullarının düzeltilmesini, bakanlıkta hâkim ve savcı dışında bulunan diğer personeller içerisinden de  Genel Müdür, Daire Başkanı olarak atama yapılmasını talep etmekteyiz.
Bu vesileyle;
Yeni adli yılın; tüm vatandaşlarımız ve yargı çalışanları için Mobbingin, baskının, sürgünün, cezaların, intiharların olmadığı mutlu, huzurlu bir ortamda geçmesini; yargı sistemimizin etik, şeffaf, savunmaya saygılı, adaletten yana, bağımsız, tarafsız ve daha uygar bir hukuk düzeni içerisinde olması dileğiyle, yargı görevini ifa ettiği sırada ya da görevinden ötürü şehit edilmiş tüm yargı çalışanlarını rahmetle anıyoruz. 
Kamuoyunun bilgisine sunarız.