Türk İş Genel Başkanı Atalay'dan Kıdem Tazminatı Çıkışı: 2 Saatte 1 Milyon Kişiyi Toplarız

Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Türk-İş Genel Kurulu'nda asgari ücret, kıdem tazminatı, taşerona kadro ve özelleştirme sürecine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Türk İş Genel Başkanı Atalay'dan Kıdem Tazminatı Çıkışı: 2 Saatte 1 Milyon Kişiyi Toplarız

Asgari ücret pazarlıkları öncesinde bazı siyasi partilerin yaptığı açıklamaları eleştiren Türk İş Genel Başkanı gerçeklikten uzak rakamlarla masaya oturmanın kimseye faydası olmayacağını vurgulayarak, "10 bin diyen var , 6 bin diyen var. Biz yaşam maliyetinin altında masaya oturmayız. Asgari ücret ne olması lazım dediler. Komisyon bilecek bunu dedik. Elimizde bir veri var. Yoksulluk sınırı var, açlık sınırı var, bir de bir kişinin yaşam maliyeti var.  Benim önüme koydukları bir kişinin yaşam maliyeti 2 bin 578 lira, niye 80 değil , 90 değil onu bilmiyorum. Sendikalar toplansın bunu konuşalım dedim. Takip ediyorum şimdi, bir parti çıkıyor 10 bin lira olsun, biri diyor 6 bin lira olsun dedi. Sendikanın biri 3 bin 200 olsun dedi. Kemal bey dedi 2600 lira olsun dedi. Bunun kararını asgari ücret tespit komisyonu verecek. Sendikalar görüşecek, bir pazarlık yapacaklar. Bu rakamın yanında ya da altında bir şey olursa o masada bulunmayız, oturmayız." dedi. 

Kıdem Tazminatına yönelik düzenleme açıklamalarını hatırlatarak , kıdem tazminatının işçilerin kızlarının çeyiz, erkek evlatlarının düğün parası olduğunu vurgulayan Türk İş Genel Başkanı, "Kıdem tazminatına dokunmayın, dokundurtmayız" şeklinde konuştu.

Ergün Atalay, "Kıdem tazminatı 17 milyonu ilgilendiriyor. Kıdemle ilgili olumsuz şeyler yapmayın. Olumsuz bir şeyler yaparlarsa 2 saatte 1 milyon üstünde kişi toplarız. Bizler 4 milyonluk aileyiz. Biz bu ülkenin sigortasıyız." dedi.

ATALAY'IN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI:

Asgari görüşmeleri başladı. Şimdi biz Eylül ayının 17'siydi Malatya'da bir toplantıda domatesin 3 misli zamlandığını, yağ fiyatlarının 3 misli zamlandığını. Devasa marketlerin suları yağları sakladığı dönemi hatırlayın. Ülkeyi yönetenler geçici seyyar hal kurdular. Asgari ücret 2000'nin üzerinde olsun oturup konuşalım. 

BİZE YAPMADIKLARI HAKARET KALMADI

Fransa'daki sarı yelekli mevzusu devam ediyor. Dediler ki 'Türk-İş Başkanı ülkeyi karıştıracak' belli bir ekip , ne aklınıza geliyorsa bize yapmadıkları hakaret kalmadı. Öyle ipin ucunu kaçırdılar ki, Silivri'ye göndermeyi teklif ettiler. İzmir'de arkadaşlarım var, İzban grevi var, greve çıkılıyor. Masus greve çıkıyor dediler. Grev ertelendi, iktidar ve muhalefet partisi ayakta alkışladılar. Bunun neresi demokratik sistem. 

BUNU KİME ANLATACAĞIZ

Bunu kime nasıl anlatacağız. Yani yapı bu. Kamu sözleşmeleri, sözleşmeden 4 ay evvel sözleşme kapasitesi kuruldu. Toplantılar yapıldı, zaman zaman bende katıldım.  Oturduk 4 saat o gün hep beraber konuştuk. Tek konuştuğumuz şey vardı, Taşerondaki arkadaşları bu yaptığımız zamın kapsamına alabilir miyiz. Öyle bir noktaya aldık ki, bu sözleşme taşeron sözleşmesi değil, bağlamak zorundayız. Bağlamazsak ne olacak, memur arkadaşlar hakem kuruluna gittiler. Hakem kurulundan ne çıktı, %4 çıktı. Ortak kararımızın hepsi, ilk defa 19 senedir tamamımız bu sözleşmeyi kabul edelim. Bakan bana soruyor, 'Ne söyleyeyim' arkadaşlar uyarıyor, sabah televizyona bağlanır mısın. 30 günde 36 haber var. Sanki ben orada para paylaşıyorum, işçiyi sattı. Satma lafı çok iğrenç, çok ayıp bir laf. Yazı yazdık, açıklama yaptık, basın toplantısı yaptık 3 kere. 

ÜLKEYİ SATANLAR KİM BİLİYOR MUSUNUZ?

Türk-İş genel başkanı açıklama yaptı bir tanesini yapmadılar. Sendikalar bunu biliyor, işçi biliyor, bilmeyen var mıdır. 36 haber var. Yozgat'ın köyündeki adam beni nereden tanısın, niye sendikaya üye olsun. Bir parti başkanı çıkıyor böyle söylüyor, yazı veriyoruz, gidiyoruz anlatıyoruz adam anlatıyor söylemeye. 

Bu benim şahsımla alakalı şey değil, uyumadığım, ter içinde kaldığım zaman oldu.  Ülkeyi satanlar kim biliyor musunuz, Amerika'daki sattı, Almanya'daki gazeteci sattı, Belçika'daki sattı, satanlar onlar. Bu ülkeyi de , işçiyi de satan, iftira atanlar alçaktır. 

Bu ülkede meslek hastalığı var, bir an evvel yakalanmadan evvel çare bulmak lazım. Sendikalarımız bununla ilgili seminer toplantı yapmaya devam ediyor. Daha çok devam etmesi lazım. Tank palet ile ilgili olanları takip ediyoruz. Bugün yarın a'dan z'ye anlatacak. Eskisi gibi kalması gerekiyordu, yatırım yapılması gerekiyordu. Ama Harb-iş sendikası bununla ilgili güzel bir çalışma yaptı.

ASGARİ ÜCRET TİYATROSU YAZIYORLAR

Asgari ücret tiyatrosu diye gazetelerde yazıyorlar. Bir kere Türk-İş yönetimini arayın. Bulunduğunuz gazetelerde , televizyonlarda emekçiler işten atılıyor. Bunu da yazsanıza bir kere. Sendikacıyı yazmak kolay, garibi yazmak kolay. Bir kere de kendi iş yerlerinizden atılanları yazın. Şeker fabrikalarıyla ilgili geçen sene 8 fabrikayı özelleştirdiler. Ne kadar pancar ekilmiş, ne kadar işçi almışlar, o fabrikaların arazilerine ne yapmışlar. Bir bakın ya. Bu şeker fabrikaları askeri fabrikalar gibi , sigortamız. SEKA kapatıldı, kağıtla ilgili ne durumdayız. Şimdi diyorlar ki bir tane açalım. Şeker fabrikalarının kapatılması yanlış. Şimdi rakam bir yere düştü. Bu çıkan karara , nişasta bazlı şeker lobisi uyuyor mu uymuyor mu, bunu takip etmek lazım. 15 liraya tatlı, 10 liraya tatlı olmaz. NBŞ , GDO'lu ürünler garibanı zehirliyor. Zenginlerin böyle bir durumu yok onlar nereden yiyeceklerini biliyor. Bizim işçimiz 10-15 liraya tatlı yiyor. Bunu canıyla ödüyor. Bunu görmezlikten gelemeyiz. 

KİT'lerdeki kadroya geçmeyenler var, KİT'lerdeki taşeronu kadroya alacağız dediler. Resmi Gazete'de karar çıktı, kamuya adam alınacağı zaman bu KİT'lerden alınacak. Şu ana kadar bir kişi alınmadı haberiniz olsun. Bu mesele bu ülkenin meselesi. Geçen sene kanun çıkardılar, geçici işçiler için 9 ay 29 gün çalışacaksınız dediler. Bir bölümünü yaptılar, bir bölümünü yapmadılar. Bu meseleyi kökten çözmek lazım 20 bin kişi bile değil. Geçici işçileri kadroya almanız lazım. Sendikaların önemli sorunlarından birisi de bu. 

Kağıt toplayanlar arkalarındaki arabayla, televizyonlarda Türk-İş ile ilgili kötü bir haber çıktığı zaman arabayla kapıya geliyorlar. Hemen kapımıza geliyorlar. Diyorlar ki 'ağabey nerede'. İki kere iftar yaptık beraber, onları görünür yapmamız lazım. Bir merhaba dedik. Birine ev verirsin kıymet bilmez, birine kiremit verirsin kıymet bilir. Kıymet bilenlerle yol yürümek lazım değerli arkadaşlarım. 

SİYASİ PARTİLERE TEPKİ

Asgari ücret ne olması lazım dediler. Komisyon bilecek bunu dedik. Elimizde bir veri var. Yoksulluk sınırı var, açlık sınırı var, bir de bir kişinin yaşam maliyeti var.  Benim önüme koydukları bir kişinin yaşam maliyeti 2 bin 578 lira, niye 80 değil , 90 değil onu bilmiyorum. Sendikalar toplansın bunu konuşalım dedim. Takip ediyorum şimdi, bir parti çıkıyor 10 bin lira olsun, biri diyor 6 bin lira olsun dedi. Sendikanın biri 3 bin 200 olsun dedi. Kemal bey dedi 2600 lira olsun dedi. Bunun kararını asgari ücret tespit komisyonu verecek. Sendikalar görüşecek, bir pazarlık yapacaklar. Bu rakamın yanında ya da altında bir şey olursa o masada bulunmayız, oturmayız.