Gazi Akbıyık'ın Kızının Arkadaşları 'Arkadaşımız Katil Değil' Afyonkarahisar Sultandağı ilçesinde evde öldürüldükten sonra, tandırda yakıldığı öne sürülen Abdullah Gazi Akbıyık'ın , dini nikahlı eşi ve çiftin kızları Gizem cinayeti itiraf etmişti. Emniyet merkezindeki ifadelerinin ardından Afyonkarahisar Çay Adliyesi'ne sevk edilen Kıymet Albayrak ve kızı Gizem savcılıktyaki ifadelerinin ardından Sultandağı'ndaki evlerine giderek burada cinayet tatbikatını yaptı. Bu esnada olay yerine gelen genç kızın arkadaşları gözyaşlarına boğuldu ve 'Arkadaşımız katil değil' diyerek bağırdı.  Müge Anlı ile Tatlı Sert programına katılan Gazi Akbıyık'ın kardeşleri, Abdullah Gazi Akbıyık'ın günlerdir kayıp olduğunu cezaeevinde denetimli serbestlik kapsamında izinli olduğunu geri de dönmediğini belirterek şahsın dini nikahlı eşinin Gazi Akbıyık'ın son durumunu bildiklerini söylemişti. Kıymet Albayrak programa katılarak, Gazi Akbıyık'ın damadını öldürmek üzere evden çıktığını ve daha sonra kendisinden haber alamadıklarıı söylemişti. Programda çelişkili ifadeler veren kadın daha sonra Müge Anlı'ya cinayet itirafında bulunmuştu. Gazi Akbıyık'ın kaybolduğu gece yanlışlıkla öz kızı tarafından öldürüldüğü söylenmişti.

Bugün yayımlanan programda Gazi Akbıyık'ın kızı şu ifadeleri kullanmıştı : 

Babam sürekli cezaevine girip çıkıyordu. Sürekli annemi dövüuyordu, evimize sevgililerini getiriyordu. Çocukları yaşında insanlarla birlikte oluyordu, onları eve getiriyordu, annemi kadından saymıyordu. Bu zamana kadar yanımıza gelip hiç derdimizi sıkıntımızı sormadı. Kadınları eve getirmesini istemiyorduk. Bizi kaale almıyor, dinlemiyordu. Annemi döverken görüyorduk, testereyle dövüyordu, eline ne geçerse dövüyordu. Bende daha önce şiddete uğradım. Hapise girmişti, sığınma evine gittik annemle birlikte. Evimizi öğrendi sonra geri gelmek zorunda kaldık. Çocuk yuvasına gitmeyi tercih etmiştim. Onun yanında kalmak istememiştik. Babamdan çok korkuyordum. Yüzüne bile bakamıyordum, sürekli şiddet görüyorduk. Annem bırakamıyordu, o da çok korkuyordu. Annemi enayi olarak görüyordu, getirdiğim kadınlara kumalara hiç laf edemiyor şeklinde düşünüyordu. Annem bize laf ettirmemeye çalışıyordu. 18 Ocak'tan 4 gün önce çıktı cezaevinden 6-6.5 yıl kalmıştı. Cezaevinden izinli çıkınca bizi dövüyor, bize bulaşıyordu. Annemi çok fazla dövüyordu. Annem bir kere şikayetçi oldu, sığınma evinde bile buldu. Akşam babam alkollü bir şekilde eve geldi, saat 11.30 civarıydı. Arkadaşlarıyla içmiş , annem neden içtiğini sordu, bir senet çıkardı anneme imzalatacaktı. İmzalamak istemedi annem. Annem imzalamak zorunda kaldı dayak yiyince. Ondan sonra annem imzalayınca, dövmeyi sürdürdü, o sırada ben araya girdim, silah patladı birden. Elinde silah vardı. Kime geldiğini anlayamadım. Babam birden yığıldı o vurulmuş. O arbedede kime geldiğini anlayamadım. Anneme mi geldi, kendime mi geldi tedirgin oldum. 

BİLSEYDİM BU YAYINI YAPMAZDIM!

Müge Anlı talihsiz kız çocuğu ve annesinin gözaltına alınmasının ardından gözyaşları içerisinde 'Bilseydim bu olayı işlemezdim.' demişti.

YÜZLERCE AVUKAT MÜDAHİL OLMAK İSTİYOR

Müge Anlı, programda gerçekleşen itirafın ardından yüzlerce avukatın talihsiz kız çocuğu ve annesinin davasına katılmak istediği yönünde telefon açtığını söylerken, Deneyimli avukat Rahmi Özkan da davanın Afyonkarahisar'daki son duruşmasına son savunma için gidebileceğini, bu olayın hukuk tarihine geçebilecek bir olay olduğunu. Nefsi müdafanın en güzel örneği olduğunu söyledi.

TALİHSİZ KIZA CİNSEL İSTİSMAR

Talihsiz kızın Gazi'nin arkadaşı tarafından cinsel istismara uğradığı, bunun örtpas edilmeye çalışıldığı da iddia edildi.