AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti il Başkanları toplantısında, Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, teröre karşı mücadeleye karşı çıkan Avrupa Birliği ülkelerine sert yanıt verdi. Suriye meselesine uzaktan bakıp, mültecilerin sorunlarını görmezden gelen AB ülkelerinin iki yüzlü tavrına dikkat çeken Cumhurbaşkanı, AB ülkelerinin Barış Pınarı Harekatı'na 'dur' çağrısına ise, "Açarız kapıları" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Biz inanarak bu yola çıktık ve devam ediyoruz. Suriye halkı bizim sınır bölgemizdekiler, ne zaman geleceksiniz, ne zaman geliyorsunuz diye çağrıda bulundular. Rejimin tutarsızlıkları işi zorlaştırdı. Rejim 8 yıl önceki, 9 yıl önceki rejim olmuş olsaydı bugün bu işler daha kolay olacaktı. Bizler, suriye halkına sevdamız tartışılamaz ayrı. Suriyeyi işgale çalışan Deaş, PKK, YPG gibi terör örgütleriyle derdimiz var. Bizim oradaki kürt kardeşlerimizle de sorunumuz yok. Sorun tamamen terör örgütleriyledir. Bunu saptırmaya çalışıyorlar, kimse saptırmasın. Biz terör örgütüyle mücadele ediyoruz. Türkiye, belki de bu ülkenin topraklarındaki tek meşru güç olarak varlık gösteriyor. Kendi sınırlarımız tehdit altında hem de ülkemizde evlerine dönmeyi bekleyen 3.6 milyon suriyeli sığınmacı var. Eyy Avrupa Birliği, kendinize gelin. Bak yine söylüyorum. Bizim şu andaki operasyonu işgal hareketi diye nitelendirmeye çalışırsanız. Kapıları açarız, 3.6 milyon mülteciyi sizlere göndeririz.

Şimdi kalkmışlar para hesabı yapıyorlar. Neymiş, ikinci taksiti göndermeyeceklermiş. Yahu siz zaten verdiğiniz sözü yerine getirdiniz mi? Biz zaten sizden bir şey alarak yürümedik. 40 milyar doları harcadık, Allah'ın izniyle bir o kadar daha harcar yolumuza devam ederiz. Ama kapıları da açarız. Bunu bilmeniz lazım. Siz bize karşı hiç bir zaman samimi olmadınız. Taa 1963'den bu yana olmadınız. AB'ye aldık, alacağız, şuydu buydu. Siz dürüst değilsiniz. Hayatınız yalan üstüne kurulu. İstediğiniz kadar saldırın. Biz bu yolda emin adımlarla yürüyoruz, yürüyeceğiz. 

Hiç bir ülkenin böyle bir sorunu, derdi yok. Suriye'deki tüm gelişmelere gözlerini kapatıp, sadece Türkiye'yi eleştirmeyi alışkanlık edenleri akla, vicdana davet ediyoruz. Türkiye'nin meşru haklarını korumaya karşı çıkılması, acziyet, teslimiyet ifadesidir. Türkiye aciz değildir, hakkını gerektiğinde kendi gücüyle almasını bilir. Üstelik biz bu noktaya durduk yerde gelmedik. Suriye krizinin başladığı 2011 yılından bu yana, sorunların demokratik çözümü için gayret gösterdik. Beşar Esad'a defalarca telkinde bulundum. Rejimin tercihi demokratik yöntemlerden değil, zor kullanmaktan yana oldu. 1 Milyon insanı suriyede öldürdü. Kendi halkını öldüren bir insanla karşı karşıyayız. O giderse yerine kim gelir, DEAŞ gelirse ne olur, DEAŞ'ı sen getirirsen buna söyleyecek bir şey yok. Suriye halkı DEAŞ'ı getirecekse kim ne diyecek? Demokrasi nedir, Suriye halkı DEAŞ'ı getirecek kadar aklını peynir ekmekle yememiştir. Rejimin, Deaş'ın, PKK'nın zulmü yüzünden 12 milyon suriyeli evlerini terk etti, bunların yarısı evlerini terk etti. Ülkemizde 4 milyon suriyeliye ev sahipliği yaptık. Bunların 365 bini güvenli hale getirdiğimiz bölgelere gönderildi. Kalanlar ülkemizin 81 vilayetine dağılarak hayatlarını sürdürüyor. Biz kürtlere karşıymışız... Terbiyesizlik yapıyorlar. Kobane'den bizim ülkemize gelen 300 bin kürt hala bizim ülkemizde misafirimiz olarak yaşamaktadır. Önce bunu konuşalım. Hala bizim ülkemizdeler. Bunu niye konuşmuyoruz. ABD- AB bunu görmez. Biz size neyi anlatacağız ya.

Şimdiye Kadar 109 Terörist Öldürüldü.