'Süresiz Nafaka' Mağdurlarının Beklediği Düzenleme Teklifi TBMM'ye Geldi

Son Dakika Gelişmesi! Süresiz nafaka mağdurlarının uzun süredir beklediği kanun teklifi TBMM'ye geldi. İYİ Parti Antalya Milletvekili Feridun Bahşi tarafından hazırlanan kanun teklifi TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

'Süresiz Nafaka' Mağdurlarının Beklediği Düzenleme Teklifi TBMM'ye Geldi

Süresiz Nafaka' Mağdurlarını Yakından İlgilendiren Teklif TBMM'ye Geldi

İYİ Parti Antalya Milletvekili Feridun Bahşi, bir süredir binlerce kişi tarafından talep edilen 'Süresiz Nafaka' uygulaması ile ilgili mağduriyetleri sonlandıracak kanun teklifini TBMM'ye sundu.  Bugün sosyal medya hesabı üzerinden de kanun teklifine ilişkin açıklamalarda bulunan İYİ Partili Bahşi, Kanun teklifinin gerekçesini de kamuoyu ile paylaştı.

Antalya Milletvekili tarafından TBMM'ye sunulan Kanun Teklifinin Tam Metni : 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türk Medeni Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ektedir.
Gereğini saygılarımla arz ederim.

Feridun BAHŞİ
Antalya Milletvekili


GENEL GEREKÇE
Anayasamız, toplumda cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına taraflardan birisi lehine yapılacak pozitif ayrımcılığın, eşitlik ilkesine aykırılık olarak değerlendirilmeyeceğini düzenleme altına almaktadır.
Türk aile hukuku, cinsiyet eşitliği ilkesini esas almakla birlikte toplumsal algı olarak kadını koruma ve güçlendirme düşüncesiyle “evin geçimini erkeğin sağlaması gerektiği” anlayışı hala kırılabilmiş değildir. Uzun vadede bir toplumun güçlendirilmesi, o toplumdaki kadınların güçlendirilmesi ile gerçekleşir. 
Kanunun amacı, kadın-erkek ayrımı yapmaksızın, eşitlikçi bir düzenleme ile taraflardan birisinin diğerine süresiz olarak maddi yardım sağlaması değil; her bireyin ekonomik bağımsızlığını sağlaması olmalıdır.
Bilindiği üzere evliliğin sona ermesi nedenlerinden biri boşanmadır. Boşanma ile birlikte eşlerin mal varlığına ilişkin haklarında değişiklikler meydana gelmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 175’inci maddesinde “Yoksulluk nafakası” başlığı altında düzenlenen katkı türü de bunlardan biridir. Buna göre evliliğin sona ermesinden sonra boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın -diğer şartların da varlığı ile birlikte- nafaka isteyebileceği hüküm altına alınmıştır. 
Aslında yoksulluk nafakası ile amaçlanan, boşanma sonrası ortaya çıkabilecek mali sorunların diğer eşle birlikte kısmen yüklenilmesidir. Fakat bu amacın dışına çıkarak, “eşe destek olmak” yerine “geçimini sağlar hale gelen” nafaka ödemeleri hakkaniyete aykırı olduğu gibi nafaka müessesesi ile örtüşmemektedir. Tarafları maddi anlamda güçlendirmek, özellikle kadını eşinden alacağı “yoksulluk nafakasına” bağlı kılmakla değil, ona “ekonomik ve sosyal imkanlar sağlamak” suretiyle olmalıdır. 
Günümüzde evlilik sonrasında taraflardan birisinin diğerine katkıda bulunmasının artık “yoksulluk nafakası” şeklinde anılması da doğru değildir. Kavram her ne kadar yargı kararlarında oturmuş olsa da, diğer tarafa yapılan katkının “nafaka” ve hatta “yoksulluk nafakası” olarak tanımlanması, bu katkıyı alan tarafın rencide olmasına yol açabilmektedir. Dolayısıyla “yoksulluk nafakası” kavramının “evlilik bitimi sonrası katkı” olarak kullanılması daha doğru olacaktır.
Boşanma durumlarında katkı talebinde bulunulan evliliğin ne kadar süre devam ettiği önemli konulardan birisidir. TMK’da boşanan eşe verilecek katkıda evliliğin ne kadar sürdüğü kriter olarak belirlenmemiştir. 
Yani bir yıl süren evlilik ile elli yıl sürmüş bir evlilik açısından eşe yapılacak katkıda lafzi anlamda bir farklılık görünmemektedir. TMK’nın 175’inci maddesinde süreye ilişkin bir hüküm bulunmaktadır ancak bu hüküm evliliğin ne kadar sürdüğüne ilişkin değil nafakanın ne kadar süreyle verileceğine dair bir hüküm olup bu da “süresiz”dir. Bu ifade kaldırılarak evlilik süreleri sınıflandırılmalıdır.


Beş yıla kadar olan evlilikleri “kısa süreli”; beş-on yıl süren evlilikleri “orta süreli”; on yıl üzerindeki evlilikleri ise “uzun süreli” evlilik olarak değerlendirilmelidir.
Buna göre kısa süreli evliliklerde nafaka süresi bir yıl, orta süreli evliliklerde nafaka süresi üç yıl, uzun süreli evliliklerde nafaka süresi beş yıl olmalıdır. 
Yoksulluk nafakasının süresi belirlenirken ayrıca nafaka alacaklısının yaşı, eğitimi ve sosyoekonomik durumu, iş gücü gibi kriterlerin de dikkate alınması gerekir.

Evlilik fonu oluşturularak nafaka süresi sonunda işgücü, yaş ve sağlık nedeni ile çalışamaz durumda olan kadınlara bu fondan yardım yapılmalıdır. 

Uygulamada genellikle mali sorunlar yaşayabilecek eşlerin boşanmanın ardından aileleri ile birlikte yaşayarak ortaya çıkabilecek mali sorunları çözdüğü görülmektedir. Boşanılan ve katkı talep edilen eş ise eski eşin yeni hayatında da geçimini sağlamaya devam etmektedir. Somut olayları bu şekilde çözmeye çalışmak, siyasi bir tercih olarak görülebilir olsa da hukuken ve hakkaniyet gereği doğru değildir. 

Hiçbir eş, TMK’da belirtilen şartlar devam ediyor olsa dahi “süresiz” olarak boşandığı eşine “nafaka” vermek zorunda bırakılmamalıdır. Hakkaniyet çerçevesinde belirlenecek şartlar ve süre sonunda boşanılan eşin geçim sıkıntısı hala devam ediyor, her türlü gayretine rağmen bir iş bulamıyor ise artık burada devletin sosyal sorumluluğu gündeme gelmeli, bu eşin ihtiyacının giderilmesi ve artık sorumluluğun boşanılan eş üzerinden alınması gerekir. 
Bunun ötesinde her ne kadar TMK’da kadın-erkek ayrımı olmasa da uygulamada çoğunlukla olduğu gibi kadını kocasından aldığı nafakaya mahkum kılmak, kadınlara (eşitlikçi bakış açısıyla ise taraflara) uzun vadede katkı değil zarar verecektir. Türk kadını toplumumuzda çok daha yüksek mevkileri hak etmektedir. Devletin bu noktada önderlik yaparak kadınlarımıza destek vermesi, hatta gerektiğinde pozitif ayrımcılık yapması beklenmelidir.

MADDE GEREKÇELERİ

MADDE 1- Madde ile Türk Medeni Kanununun yoksulluk nafakasını düzenleyen 175’inci maddesinde değişiklik öngörülerek yoksulluk nafakası kavramının “evlilik bitimi sonrası katkı” olarak adlandırılması yoluna gidilmekte; nafakanın süresiz olarak ödenmesi hükmü kaldırılmakta, evliliklerin süre yönünden sınıflandırılmasına gidilerek evli kalınan sürelere göre nafaka ödeme sürelerinin belirlenmesi düzenlenmektedir. Ayrıca, nafaka süresi belirlenirken, alacaklının yaşı, eğitimi ve sosyoekonomik durumu, iş gücü gibi kriterlerin dikkate alınması öngörülmektedir.


MADDE 2- Madde ile Türk Medeni Kanununun boşanma sonrası nafakayla ilgili maddeleri olan 158, 174, 176 ve 177’nci maddelerinde geçen “nafaka” ibareleri “evlilik bitimi sonrası katkı” olarak değiştirilmiştir. 

MADDE 3- Yürürlük maddesidir.

MADDE 4- Yürütme maddesidir.

TÜRK MEDENİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 
KANUN TEKLİFİ

MADDE 1- 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 175 inci maddesinin başlığı “2. Evlilik bitimi sonrası katkı” olarak değiştirilmiş, birinci fıkrasında geçen “süresiz” ibaresi metinden çıkarılmış, maddeye birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve son fıkrasındaki “nafaka” ibaresi “evlilik bitimi sonrası katkı” olarak değiştirilmiştir.

“Evlilik bitimi sonrası katkı süresi; kısa süreli evliliklerde en fazla bir yıl, orta süreli evliliklerde en fazla üç yıl, uzun süreli evliliklerde en fazla beş yıldır. 
Evli kalınan sürelere göre; beş yıla kadar olan evlilikler kısa süreli, beş-on yıl süren evlilikler orta süreli, on yıl üzerindeki evlilikler uzun süreli evlilik sayılır.

Evlilik bitimi sonrası katkının süresi belirlenirken, evlilik bitimi sonrası katkı alacaklısının yaşı, eğitimi ve sosyoekonomik durumu, iş gücü gibi kriterler dikkate alınır.”

MADDE 2- Türk Medeni Kanununun 158, 174, 176 ve 177 nci maddelerinde geçen “nafaka” ibareleri “evlilik bitimi sonrası katkı” olarak değiştirilmiştir. 

MADDE 3- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.