Dursun Ataş'tan TBMM'ye 'Suriyeli' Önergesi: İvedilikle Çözüm Yolu Bulunmalı

İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş,Türkiye'deki suriyeli göçmenlerden kaynaklanan sorunların araştırılması ve bu sorunların çözümüne yönelik meclis araştırma önergesi verdi. 

Dursun Ataş'tan TBMM'ye 'Suriyeli' Önergesi: İvedilikle Çözüm Yolu Bulunmalı

Dursun Ataş'tan TBMM'ye 'Suriyeli' Önergesi : İvedilikle Çözüm Yolu Bulunmalı

İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş,Türkiye'deki suriyeli göçmenlerden kaynaklanan sorunların araştırılması ve bu sorunların çözümüne yönelik meclis araştırma önergesi verdi. 

TBMM Başkanlığı'na sunulan araştırma önergesinde, Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan suriyelilerden kayıtlı olanların 3 milyon 605 bin kişi
olduğu , fakat kayıtdışı göçmenlerin de bu sayıya dahil edilmesi halinde çok daha fazla Suriyelinin Türkiye'de bulunduğu belirtildi.  5 milyonun üzerinde
Suriyeli'nin Türkiye'de olduğu belirtilen araştırma önergesinde, bu durumun içinden çıkılmaz hale döndüğü vurgulanıp "5 Milyonun üzerinde Suriyeli’nin ülkemiz üzerindeki maddi ve manevi yükü dikkate alındığında, artık işin içinden çıkılmaz hale gelen bu sorunun ivedilikle araştırılması ve çözüm yolunun bulunması gerekmektedir.
" ifadelerine yer verildiği görüldü.

Araştırma Önergesinde şu ifadeler yer aldı: 

Ülkemizin en önemli sorunlarından biri de Suriyeli sığınmacılar sorunudur. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere göre 25 Nisan 2019 tarihi itibarıyla Türkiye’deki kayıt altına alınabilen Suriyeli sayısı 3 Milyon 605 bin 615 kişidir. Yani Suriyelilerin ülkemiz nüfusuna oranı %4,40’tır. Ve bu oran ve kişi sayısı çok hızlı bir artış sergilemektedir. Ayrıca yapılan araştırmalarda 1,5 milyon da kayıtdışı Suriyeli bulunduğu bilinmektedir. Yani verilen oranların çok daha üstündedir. 
    Yine açıklanan rakamlara göre Suriyelilere harcanan para 37 Milyar Doları geçmiş durumdadır. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve ekonomik kriz de dikkate alındığında bu harcanan paranın vatandaşlarımıza ve üretim odaklı yatırıma harcanması gerekirdi. 
    5 Milyonun üzerinde Suriyeli’nin ülkemiz üzerindeki maddi ve manevi yükü dikkate alındığında, artık işin içinden çıkılmaz hale gelen bu sorunun ivedilikle araştırılması ve çözüm yolunun bulunması gerekmektedir.
Ulusal ve il düzeyinde ki dernek, STK, üniversitelerin ve ilgili bakanlıklarında düşüncelerini dikkate alarak, sorunları doğru ve anlaşılır bir şekilde ortaya koymak ve bu sorunlara ilişkin doğru çözüm önerilerinin geliştirilmesini sağlamak amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim.

Gerekçe

Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların 2019 Nisan itibarı ile kayıtlı, 3,6 milyon, 1,5 milyon da kayıtdışı olmak üzere 5 milyonu geçtiği bilinmektedir. Bu sayı bir ülkenin altından kalkabileceğinin çok üzerindedir. Şöyle ki; Suriye’deki savaş öncesi nüfusunun yaklaşık % 22’lik bir diliminin, yani her beş Suriyeliden birisinin ülkemizde olduğu görülmektedir.


    Ayrıca ülkemizdeki Suriyeli kadın sığınmacıların doğurganlığında çok ciddi bir artış olduğu ve bu sayının sürekli arttığı da görülmektedir. Nitekim, ülkemizde 0-9 yaş arası kayıtlı Suriyelilerin sayısı 999.475’dir. Yine Türkiye’de günde 400’den fazla Suriyeli bebeğin dünyaya geldiği bilinmektedir. Yani sürekli artan bir Suriyeli sığınmacı sayısı ile karşı karşıyayız. Ve doğal olarak ülkemizin Suriyelilere harcadığı parada her geçen gün artmaktadır. Şimdiden devasa miktarları bulan bu rakam daha da artmaya devam edecektir.


  Yine bilindiği üzere kayıt dışı istihdamın önemli bir kısmını Suriyeliler oluşturmaktadır. Sigortasız ve vatandaşlarımızdan çok ucuza çalışan Suriyeliler, kendi vatandaşlarımızın işsiz kalmasına, iş bulamamasına en iyi halde de piyasanın altında çalışmasına neden olmaktadır.
 Diğer bir sorun da toplumsal huzurumuz, güvenliğimiz konusunda ciddi tehditlere sebep olmalarıdır. Hemen her gün Suriyelilerin sebep olduğu bir olay meydana gelmektedir. Bu bir yandan suçlardaki artışa neden olduğu gibi bir yandan da ülkemizde kitlesel/etnik çatışma yaratma potansiyelini içinde taşıması nedeniyle çok tehlikeli bir durum yaratmaktadır. Göçmenlerin deneyimledikleri kültürel yapı ve geleneklerin göç ettikleri bölgelerdeki kültürellerden farklılık arz etmesi, iki grup arasında olası bir çatışma ihtimalini yaratabilmektedir. Özellikle yasal alt yapısı ve hazırlığı olmayan bizim gibi ülkelerde bu ihtimal çok daha yükselmektedir. Bakıldığında; Geçici barınma merkezlerinde kalan Suriyelilerin sayısı 25 Nisan 2019 tarihi itibarıyla 136 bin 880 kişi olarak açıklandı. Suriyelilerin yalnızca %3,79’u kamplarda yaşıyor. Yani kayıt dışı Suriyeliler de dikkate alındığında çok çok az bir miktarı gözetim altındadır. Diğer kısım tamamıyla şehirlerde başıboş olarak yaşamaktadır. 


    Hırsızlık, yankesicilik, çeteleşme, gasp vb. adli sorunların artmasında, ülkeye giriş yapanlar içerisinde Rejim (El Muharebat) ajanları, IŞİD militanları ya da diğer radikal örgütlere ait örgüt üyelerinin olmasının yarattığı tehlike, Genç nüfusun gelecek dönemlerde radikalleşme eğilimi sergileyebileceği ihtimalinin çok yüksek olması, İşsizlik ve yoksulluk gerekçesiyle fuhuş sektörünün ve buna ilişkin mafya türü yapılanmaların artış gösterebileceğinin emareleri göstermektedir ki içinde bulunulan durum görünenden çok daha vahimdir. 
    Bugün Kilis ilimizde 115 bin 172 Suriyeli bulunmaktadır ki bu şehrin %80,80’ne tekabül etmektedir. Yine Hatay’da 430 bin 357 Suriyeli bulunmaktadır, bu da Hatay’ın %26,73’ü demektir. Birçok ilimizde ki oranlarda benzer şekildedir.
    Cumhurbaşkanımız da geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamasında: "Ülkemizdeki sığınmacılar için bugüne kadar kullandığımız kaynak 37.5 milyar dolardır. Şayet bugün Avrupa halkları kendi topraklarında huzur içinde yaşıyorsa Türkiye’nin fedakarlığı sayesindedir" ifadelerine yer vermiştir. Yani Sayın Cumhurbaşkanı dahi Suriyeli konusunun artık huzurumuzu bozduğunu kabul etmiştir.
    Artık gelinen noktada Suriyeliler; Ekonomik sorunlar (ülkeye ekonomik bir yük getirdikleri, enflasyonun ve işsizliği artırdıkları), Güvenlik kaygısı (suç ve güvenlik sorunu oluşturdukları), Toplumsal/kültürel sorunlar ve uyum problemi (çok eşlilik, erken evlilik, farklı yaşam tarzları, dil sorunları gibi), Kentsel sorunlar ve temel hizmetlere ulaşım gibi birçok alanda ülkemiz için ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Bu nedenle biran önce meclis araştırması kurularak, bu konuya çözüm bulunması, strateji belirlenmesi gerekmektedir.